BAHÇEDEKİ İHTİYAR
YILLAR BİR GÖZYAŞI OLUP DA KAYMIŞ
NURLU İHTİYARIN YANAKLARINDA.
YAPRAKTAN SAÇINI YERLERE YAYMIŞ,
SONBAHAR AĞLIYOR AYAKLARINDA.
SÜZÜYOR UFUKTA BİR KIZIL YERİ,
İÇİ KARANLIKLA DOLU GÖZLERİ;
ALNINDA AKŞAMIN İNCE KEDERİ,
SESSİZLİĞİN SIRRI, DUDAKLARINDA.
YANAN BİR KAĞITTA KÜÇÜK BİR SATIR
YAZI GİBİ AKŞAM ONU KARARTIR,
BU ISSIZ BAHÇENİN UZAKLARINDA...
ODALARIM
CAMEKANLI ODANIN KIZIL PERDELERİ VAR.
KIZIL; O ATEŞ RENGİ KAPANAN GÖZLERE SOR!
PERDELER BİLEZİKLER ÜSTÜNDE İLERLİYOR,
GERİSİNDE GÜNEŞLER, KIVILCIMLAR, YANGINLAR
MAZGALLI TAŞ ODANIN SİYAH PERDELERİ VAR,
SİYAH, OTSUZ DAĞLARIN YÜREĞİ KADAR SİYAH.
BİR TOKMAK SEDASIDIR ORDA AKŞAMLA SABAH.
DÖVÜLÜR MAHZENLERDE, BÜYÜK, TAHTA HAVANLAR.
SARMAŞIKLI ODANIN YEŞİL PERDELERİ VAR,
YEŞİL; DOĞAN GÖZ GİBİ BAHARIN ORTASINDA,
ÖYLE HİSLİ BİR DUMAN YÜZER Kİ, HAVASINDA,
SANKİ ORDA BULUŞMUŞ VE AYRILMIŞ AŞIKLAR...
UTANSIN
TOHUM SAÇ, BİTMEZSE TOPRAK UTANSIN!
HEDEFE VARMAYAN MIZRAK UTANSIN!
HEY GİDİ KÜHEYLAN, KOŞMANA BAK SEN!
ÇATLARSAN, DOĞURAN KISRAK UTANSIN!
ESKİ ÇINAR ŞİMDİ NOEL AĞACI;
DALLARDA İĞRETİ YAPRAK UTANSIN!
USTADA KALIRSA BU ÖKSÜZ YAPI,
ONU SÜRDÜRMEYEN ÇIRAK UTANSIN!
ÖLÜMDEN İLERDE VARIŞ DEDİĞİN,
GERİDE NE VARSA, BIRAK UTANSIN!
EY BİNBİR TANEDE SOLMAYAN TEK RENK,
BAYRAKLAŞMIYORSAN BAYRAK UTANSIN!
BAYRAK VE SULTAN
BAKTIM, RENK YAĞARKEN AKŞAM ÜZERİ,
HER ŞEY ÖLÜ YÜZDE DÜZGÜN VE BOYA.
NESİ VARSA YOKSA BU HARAP DÜNYA,
BİR BÜYÜK HAYALİN SADE BENZERİ...
HER ŞEY BİR GÖLGECİK O GÖRÜNMEZDEN,
VİSAL BAŞLAYINCA ÖLÜYOR VİSAL.
VATAN BİR HATIRA, KADIN BİR MİSAL;
SEN ULAŞMAYA BAK, SONSUZA, TEZDEN!
EY İNSAN, SIĞDIĞIN ÇİZGİDEN UTAN!
BAŞLANGIÇ NOKTASI, BİR DE SON DURAK.
HER ZERRECİK ONDAN ARMA VE BAYRAK;
BAYRAKLAR TOPLUMA, BANA DA SULTAN...
SEN ASK OLMALISIN
Güneş’in doğuşu gibi doğuyorsun dünyama.
Doğuşuyla ısıttığı yüreğimin buz sarkıkları damla damla çözülmeye başlayıp,
Her bir damlanın çoğalarak birleştiği, sevgiyle taşan bir şelaleyi andırıyor adeta.
Ay’ın dünyamızı aydınlattığı gibi,
Zifiri karanlıklardan çıkarıp, ışıklarını saçıyorsun etrafıma.
Öyle büyülü bir ışık ki bu, hayallerin gerçekleşmesi gibi, adını koyamadığım düşünceler gibi, kapımı her an çalacak beklenen biri gibi ..
Beklenen sen misin ? …..
Yoksa aşk mı? …
Hayır hayır, sen aşkın ta kendisi olmalısın.
Seni beklemek, açılan her kapının ardında seni aramak ..
Çalan her telefona sen diyerek koşmak, yine aramadı diyerek meraklanmak..
Beklenmedik anlarda seni karşımda bulup, mutlulukların en güzelini hissetmek ..
En hüzünlü anlarında, hüznünü kalbimde yaşamak, sevincini sevincim, derdini derdim bilmek .. Doğan her yeni güne, senin için hayır duaları ile başlayıp, “günaydın” diyen sesini duymak için, uykuların en tatlısından uyanmanın sevincini yaşamak ..
Bana bunları hissettirdiğin için..
Bu duyguları yaşattığın için, adını aşk koydum senin,
Sen aşkın ta kendisisin…
Telefonum her çaldığında içim titreyerek “o arıyor” diyorsam..
Her ne kadar ses tonumu ayarlamaya çalışıp,
Hala bunu başaramıyor ve yinede sesimin titremesine engel olamıyorsam…
Bana baktığında, saç diplerimdeki fırtınalara dur diyemiyorsam,
Gözlerine bakarak, denizlerin en derinlerine dalıyor ve bir türlü çıkamıyorsam ….
Ellerimi, titrek ve bir kor gibi yakıyorsa tenin..
Yüreğimde alaboralar kopuyorsa eğer….
Bunu başaran sen misin?.
Yoksa sen aşk mısın?…
Bana bu duyguları yaşattığın ve hayatıma girdiğin için ..
Aşkı yalnız sana yakıştırdığım için
Adını aşk koydum senin ..
Sen aşk olmalısın.. |